Moved Permanently

CHP İstanbul'da herkesçe merak edilen bir İl Kongresi daha geride kaldı...

Kongre süreçlerinin bizzat içinde olan, yaşayan ve şahit olan birisi olarak bu İl Kongresinden herkes için ders çıkarılması gereken o kadar çok şey varki, hangi birini yazacağımı bilemiyorum.                                                                                      

Ben bazı aklımda kalan yanlışlık ve çelişkileri hatırlatayım.

...Kendi İlçe seçimlerinde blok listeyle seçim için pazarlığa girip bunu başaramayınca salonda imza toplamaya bile tevessül edenlerin, bu defa İl Seçimlerinde kürsüye çıkınca çarşaf listeyi savunmalarındaki ikilemi hayretle izledik,.

...Geçmişte ben Atatürkçü olmak zorunda değilim, bu parti Kemalistler yüzünden kazanamıyor diyenlerin, son parti içi seçimlerden sonra değişen dengelere göre çark ettikleri ve sık sık Mustafa Kemal'in adını anmaları ile parti içi kişisel çıkarları için her an taraf ve ideoloji değişmeye müsait olduklarına şahit olduk,                                                           

...CHP Kadıköy olarak İstanbul kongrelerinin belirleyici önemli ve en büyük İlçesi olduğu halde, yanlış politika, delege ve aday tercihleri sonucu İl yönetimi ve Kurultay Delegeliğine yaptıkları listelerinden bir kişi bile sokamamaları,                                                                                                                          

...Çalışkanlığı ve dürüstlüğü ile örgütte örnek olmuş, tabandan gelmiş, chp'nin her türlü rahle-i tedrisatından geçmiş bir milletvekili ve pm üyesi arkadaşımızın adaylaşması için kendi ilçesinden bile gerekli imzayı toplayamaması,            

...Yine aynı şekilde adaylığını açıklayan ondan fazla aday adayının daha önceki yazılarımda hep eleştirdiğim "delege ağalığı" nedeniyle imza engeline takılarak çekilmeleri,

...Yine elliye yakın delegesiyle en büyük İlçe olan Kadıköy'ün ön seçimlerde kendi içinden bir Milletvekili adayı çıkaramadığı gibi, bir İstanbul İl Başkan adayı bile çıkaramaması,

...Kadıköy örgütünde çiçeği burnunda bir Gençlik Kolu Başkanı bayanın adı Sn.Canpolat'ın tercihi olarak listesinde olduğu halde, malesefki Sn.Canpolat'a muhalif kendi örgüt yönetiminden gelen baskıyla listeden adını sildirmek zorunda kalması. Bir başka deyişle büyükleri tarafından önünün kesilmesi.

...İstanbul gibi 300 binden fazla üyesi olduğu söylenen bir yerde 3000 kişilik salonda seçim yapılması ve buna rağmen salonun dolmayıp, coşku ve heyecandan uzak kalması, 

...Eski İl Yönetimi ibrasının salonda sadece 30 kadar delege varken yapılıp onaydan geçirilmesi ve eski İl Başkanı Sn.Karayalçın'ın teşekkür konuşmasını bu kadarcık delege ve yaklaşık 100 kadar üyeye karşı yapmak zorunda kalması, 

...Ve daha birçok olumsuz izlenimler...Hangi birisini söyliyeyim? 

Elbetteki bütün yukarda saydığım olumsuzluk, tezat ve çelişkilerin dışında kalan bir Cemal Canpolat gerçeği de vardı.                                                                                                            

İstanbul İl Başkanlığı ve Ankara'da belirleyici olması gereken Kadıköy İlçe'nin büyük bölümünün muhalefetine rağmen seçimleri 27 oy farkla bileğinin hakkıyla kazanmıştır. Sn.Cemal Canpolat'ı tebrik ediyorum. Centilmence bir yarış sürdüren rakibi Sn.Gökhan Zeybek kardeşimizide kutlar, bundan sonraki siyasi yaşamında başarılar dilerim.

Daha önce "CHP'de Makas Aralıkları Daralıyor" başlıklı bir makale yazmıştım. Bu seçimlerde beni yanıltmadı iki aday arasındaki yarış sadece 27 oy farkıyla bitti. Zaten sandıklar açılmadan önce arkadaşlarıma yaptığım tahminim 20 civarı oy farkıyla Cemal Canpolat'ın kazanacağı şeklindeydi. Nitekim öylede oldu.

Sn. Canpolat'ın konuşmasındaki bence en önemli ve en dikkat çekici vurgu "Belediye Başkanları örgütün emrine girecektir" sözleri olmuştur. 14 İlçe Belediyesi elinde olan bir partinin İl Kongresinde bu iddialı sözleri söylemeye kimse cesaret edemezdi. Ama kendisi bunu büyük bir cesaretle söyledi. Realitede bunu uygular yada uygulayamaz onu bilemem, bunu zaman gösterecektir. Ancak bu sözleri söyleyebilmek bile bana göre bu seçimi kazanacağı inancını taşıdığını, seçim kazanmak adına kimseye minneti olmadığını göstermiştir. 

Bundan sonra eleştirmek yerine CHP İstanbul'daki yeni vizyonu görmek ve yaşamak gerekir. Bence peşin hükümlü olmadan şimdilik sadece gelişmeleri izlemekle yetinmeliyiz. Çiçeği burnunda Sn.Başkan'ın söz ve vaatlerinin ne kadarını yaşama geçireceğini görmeliyiz.                                                                              

İstanbul'un delegeleri özgür iradeleriyle onlarca aday arasından iki aday üzerinde karar kılmış, iki kişiyi adaylaştırmış ve bir tanesini seçmiştir. Hiç kimsenin başına silahta dayanmamıştır. Bir kere buna saygılı ve hazımlı olmalıyız.  

Aksini iddia edenler, itirazda bulunanlar elbetteki olacaktır. Ancak bu kuru dedikodu ile değil, gerçek belge ve bilgilerle olmalı, mesnetsiz olmamalıdır.

CHP'nin önünde seçimsiz uzunca sayılan bir süreç vardır. Eğer seçilen İstanbul İl Örgütü bunu iyi değerlendirip İstanbul siyasetini AKP'nin elinden alabilirse ben inanıyorumki ilerde Türkiye seçimleride alınabilecektir. Bunuda bekleyip göreceğiz ve elbetteki takipçiside olacağız.