The document has moved here.
|
||
![]() |
Darbecilere Karşı Kesin Duruş Ancak İade-i İtibarla Olur. | |
Özhan Mete | ||
ozhanmetechp@gmail.com | ||
ABD destekli Feto çetesinin başta ordu ve diğer Devlet kurumları içerisine sızmış güçler tarafından yapıldığı iddia edilen bir Darbe girişimi yaşadık. Taraflı/tarafsız tüm yurttaşlarımız bunda hemfikirdir. Tabiki alınan ifadelerden, çete elemanlarının bir kısmının firarından, eski cemaat yanlılarının tv lerdeki açıklamalarından bunu başka türlü izah etmek abesle iştigaldir. Her ne kadar henüz kesin bir yargı kararı olmasada görülen köy kılavuz istemiyor. Bu 15 Temmuz “Darbe” girişiminin başlangıç noktasının Ergenekon, Balyoz, Ayışığı, Yakamoz, daha sonrasının ise 17-25 Aralık operasyonu olduğuda hükümet tarafından devamlı dile getirilmektedir. Tabiki MİT müsteşarı Hakan Fidan’ın savcılık tarafından istenmesinden başlayan ve 17-25 Aralık operasyonuyla devam eden süreç yaşanmasa, Hükümet bu çeteyi fark edip, bunlarla ters düşebilirmiydi? O da ayrı bir tartışma konusudur. Silivri davalarında Yurtsever Atatürkçü subay, akademisyen, gazeteci, siyasetçi ve yazarları hedef almakla, esas amacın Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devletini ele geçirmek, buna karşı duranlarında ellerini kollarını bağlamak olduğunuda yaşadıklarımızdan anlıyoruz. İşte o süreçlerde cesaretle Silivri Mahkemelerinin karşısında duran, hatta ortak açıklamalar yapanların birçoklarının siyaset sahnesinden dışlandıklarını görüyoruz. Bunlar kimlerdir? CHP'nin Ulusalcı kanadının 6 etkin ismi; Süheyl Batum, Dilek Akagün Yılmaz, Birgül Ayman Güler, Şevki Kulkuloğlu, Gürkut Acar, Nur Serter ve diğerleri... Yukarda saydığım isimlerin başını çektiği bir grup CHP Milletvekili 12 Ağustos 2013 tarihinde ortak imzalı bir bildiri yayınlayarak “Ergenekon Kararlarını Tanımıyoruz" demişlerdi. O tarihten itibaren 1 Cumhurbaşkanlığı, 1 Yerel ve 2 de Genel Seçim yaşadık. Daha öncekiler gibi CHP bu seçimlerinde hepsini kaybetti. Bilhassa Cumhurbaşkanlığı adaylığında acilen partiye alınıp aday yapılan Ekmeleddin beye parti içinde en fazla bu Milletvekilleri itiraz edip, seslerini yükseltmişlerdi. O süreçten sonra bunların bir kısmı parti dışında bırakılmış, bir kısmı parti içinde dışlanmıştı. Yerlerine ise geçmişte CHP ile alakası olmayan bazıları partiye alınıp seçilecek yerlerde Milletvekili Adayı olarak atanmıştı. PM leri ve CHP’nin karar organlarına girebilmeleri için bunlara destek verdirilmiş, Genel Başkan Yardımcılığı hatta danışmanlığa kadar yükseltilmişlerdi. Bu tasarruflara rağmen CHP girdiği tüm seçimleri kaybetmişti. Üstelik yaklaşık 12 yıldır iktidarda yıpranmış, birçok kurucu isimlerini tüzüklerine bilerek koydukları 3 yıl kısıtlamasıyla dışlamış, yerlerine yepyeni, siyaset acemisi isimler getirmiş bir AKP’ye karşı. AKP cemaatle ters düşmesine, kavgaya girmesine rağmen sonraki 4 seçimide yine açık farkla kazanmıştır. Demekki geçmişte cemaatin AKP’ye seçmenlik bazında hiçbir faydası olmamıştır. Yine geçmişte cemaatin hiçbir seçmen tabanı olmadığı, o zihniyete oy verenlerin kapalı tercihlerde yine AKP’ye oy vereceği, bunların sadece operasyon adamları olduğunu sık sık o zamanki yazılarımda dile getirmiştim. CHP yukardaki süreçleri artık kendi içinde tartışmalı ve sorgulamalıdır. Ben hiçbir CHP yöneticisinin geçmişte yapılan yanlışları bilerek yaptığına inanmıyorum. Daha doğrusu inanmak istemiyorum. Eminim onlarda bilmiyor ve yanılmışlardır. Belkide iyi niyetlerle iktidar olabilme çabaları onların gözünü kör, kulaklarını sağır etmiş yada bazı danışmanlar tarafından yanlış yönlendirilmiş olabilirler. Ancak hepimizin yaşadığı, bizzat görüp şahit olduğumuz birde gerçekler vardır. Devletin başta MİT olmak üzere istihbaratı elinde olan, her türlü Devlet imkanlarına sahip Sn.Cumhurbaşkanı ile yürütmenin başı AKP eğer Feto Çetesi hakkında "yanıldık, bilmiyorduk, halkımızdan özür diliyoruz" diyorsa bu konuda zaten CHP'yi suçlamak haksızlık olur düşüncesindeyim. İktidarı ve muhalefetiyle geçmişte bir şekilde siyasiler direk yada endirek bunlarla ilişkide olmuşlardır. İktidarlarının ancak ABD destekli Feto desteğiyle olabileceğine inanmışlar, inandırılmışlardır. Muhalefet olarak CHP’nin çıkıp Feto Çetesi hakkında halktan özür dilemesi gibi bir durum söz konusu olamaz. Zira Ülkeyi yöneten ve bugünlere getiren CHP değildir. Ancak CHP’nin kendi parti tabanına ve seçmenlerine karşı bir borcu olduğuda bir gerçekliktir. Bu borcu ödeyebilmesi ise ancak yukardaki isimler başta olmak üzere diğer birçok partililere itibarlarının iadesi, gönüllerinin alınmasıyla olur. Bu demokrasinin ve parti içi barışın gereğidir. Seçilmiş Cumhurbaşkanı'nın halktan özür dilemesi, üstelik Ergenekon’dan mağdur olan asker sivil herkesin AKP iktidarı tarafından iade-i itibarlarının verilmesi söz konusuyken, CHP’nin kendi içinde, kendi evlatlarına karşı bunu görmezden gelmesi çok büyük yanlış olur. Bu konuda parti içi hesaplar bir kenara bırakılmalıdır. Zaman ayrımcılık değil, birlik ve beraberlik zamanıdır. Geçmişte yapılan yanlışlar ancak bu şekilde telafi edilebilir. Silivri’deki çeşitli düzmece davaların mağdurlarına şimdilerde Devlet ve AKP sahip çıkıyorsa, bir bakıma pişmanlık göstergesi olarak asker, sivil birçoklarına görevlerine dönmek dahil iade-i itibar verilmeye çalışılıyorsa, Feto Çetesine rağmen cesaretle Ergenekon’ların karşısında duran ve şu anda dışlanmış durumda olan CHP’lilere parti olarak neden sahip çıkılmasın? Bu Feto ve emperyalist yandaşları ile Darbecilere karşı Ulusal Birlik adına CHP tarafından verilebilecek en önemli mesaj olacaktır. |
||
Etiketler: Darbecilere, Karşı, Kesin, Duruş, Ancak, İade-i, İtibarla, Olur., |
|