Ne yaparsan yap olmuyor, olmuyor, olmuyor...
Dünde olmuyordu bugünde olmuyor bu gidişle mevcut sistemle yarında olmayacak gibi görülüyor. Ne olursa olsun tüzükte radikal düzenlemeler gerekiyor.
CHP'de üst üste gelen seçim yenilgileri neticesinde yaklaşık 1 yıl gecikmelide olsa nihayet delegasyonlar başladı. Bakalım başarısız olmuş, yorulmuş ve yıpranmış yönetim kadroları bu mevcut sistemle yenilenebilecek mi?
Ben bu konuda hiçte umutlu değilim.
1 Kasımdan önce yapılan ve seçimler nedeniyle dondurulan delegasyonlardan önceki bir yazımda Gerek İl gerekse İlçe Belediyelerinin Delegasyonlara müdahil olmamaları ve tarafsız kalmaları, bunun içinde mümkün olduğu kadar Meclis Üyelerinin delege olmaması gerekir demiştim.
Ancak malesef olmadı. Tüm örgütlerin Belediye Meclis Üyelerinin büyük çoğunluğu delege yazılabilmek ve çıkabilmek için adeta birbirleriyle yarıştılar.
Eğer örgütlerde çalışmalara, etkinlik, eylem ve mitinglere katılımın artırılması isteniyorsa öncelikle herhangi bir makama seçilmiş yada atanmış kişilerin delege olmalarının yani bir başka göreve daha talip olmalarının önlenmesi gerekir. Zaten bir yerde makam sahibi ve görevi olan bu arkadaşlarımız, büyük bir özveriyle çalışarak emek vermiş ancak delege listelerine bile girememiş birçok partilimizin önlerini kesmektedir.
Bir partide ne kadar fazla ve değişik kişiye görev, sorumluluk ve tabiki bir ünvan verirsen o insanlar çalışmalara o kadar fazla üstelikte yürekten katılırlar.
Tabiki bu bir tüzük tadilatını gerektirir. Mevcut tüzük müsade ettiği sürecede hiç kimseye aday olma, senin zaten başka bir görevin var diyemezsin.
Aslında hepsinden çok daha önemlisi "Delege Sistemi" kaldırılmalıdır. Zira dışımızdaki ülkelerde bir çok sol partilerde olmayan bu sistemin kaldırılması aynı zamanda "Delege Ağalığı" na da son verecektir. Partide başarısız kadroların değiştirilmesi kolaylaşacak, yeni isimlerin kazandırılması ile bilhassa gençlerin ve kadınlarımızın önleri açılacaktır.
Böyle bir değişiklik yapıldığında parti dışındaki önemli bir kitlenin partiye katılmalarına yol açacak, bunlada kalmayıp katılanların ellerini taşın altına koymalarına neden olacaktır. Yine parti içinde demokrasiyi geliştirecek, ayrımcılığa son verecek, partinin büyümesini sağlayacaktır.
Bugün partide olmak isteyen ancak bir türlü gelmeyen insanlara sorsanız verecekleri cevap hep aynı ve aşağıdakine benzer şekilde olacaktır.
"Eğer ben Genel Başkanımı, İl , İlçe Başkanımı yada Parti Meclisi gibi yönetim kadrolarını kendi irademle seçemeyeceksem, benim yerime başkaları oy kullanacaksa o partide benim ne işim var?" İşte üzerinde durulması gereken gerçek budur.
Yani bundan sonraki parti içi yapılacak her seçim tüm üyelerin katılımıyla olmalıdır. Üyelerin örgüt yönetimlerini seçme yetkileri sadece mahalle seçimleriyle sınırlı kalmamalı, tüm genele yayılmalıdır.
İşte bu yapıldığında CHP'de hareketlilik ve sinerji yaratılacak, yaklaşık 1 milyon üyesi olduğu söylenen CHP bunu kısa zamanda birkaç katına çıkarabilecektir. Ayrıca parti yönetiminde olanlar başarılı olabilmek ya tekrar seçilebilmek yada üst mevkilerde görev alabilmek için büyük bir rekabet halinde daha çok çalışacaktır.
Nasılsa tekrar seçilirim diyerek delegelerine güvenenlere yada parti ilke ve ideolojisine aykırı görüşte olanlara karşıda en azından çoğunluk üyelerin verecekleri oylar partide gereğinde etkili bir demokratik tepki ve yaptırım gücü oluşturacaktır.
Hesap soracak yada karne notu verecek esas kesim partiyi yöneten kadroların üyelere göre azınlıkta kalan delegeleri değil, tüm parti üyeleri olması şarttır.
Aksi halde CHP'nin başına kim gelirse gelsin bundan farklı bir sonuç beklemek hayaldir. Bu delege sistemi devam ettiği sürece Genel Başkanlığa talip olacak kişi yada kişiler aşağı yukarı yine aynı simalarla işbaşına gelmek zorundadır. Gereğinde radikal bir kadro değişikliği yapabilmek ise neredeyse imkansızdır. O halde Genel Başkan değişmiş ne fark edecektir?
Sonuçta CHP'deki başarısızlığın en büyük nedeni mevcut delege sisteminin getirdiği "Delege Ağalığı" dır. Bu aynı zamanda parti içinde birçok yeni değerin, bilhassa gençlerin ve kadınlarımızın öne çıkabilmesini engellemektedir. Parti içinde bilhassa bu kesimin siyasi gelecekleri malesefki bu düzenden beslenen kişilerin iki dudak arasına, tercih ve insafına kalmaktadır.
Mevcut sistemle üyeler arasındaki parti içi siyaset ve politika ilişkileri ister istemez uygunsuz pazarlıklara, farklı boyutlara gitmekte tabiki bundanda dün olduğu gibi bugünde yine CHP zarar görmektedir.
|