The document has moved here.
|
||
![]() |
'İLK HEDEFLER BEYANNAMESİNİN' TAM ZAMANI | |
Necdet Saraç | ||
necdet@haber24gazetesi.com | ||
Son dört gününe girilen Adalet yürüyüşüne katılanların bir tek şikayeti var; Uzun bekleme araları! Yürüyenler tam bir adrenalin patlaması yaşadığı için insanlar kısa dinlenmeler dışında sürekli yürümek istiyorlar… Bedenen yorgunluk da, gölgede 41 derece sıcak da, sağanak yağmur da insanları etkilemiyor. Adalet yürüyüşü sıcağın da, yağmurun da panzehiri gibi. Yürüyüşe bir kez katılan sürekli katılmak istiyor… Çünkü, Adalet yürüyüşü, Gezi’den ve Hayır’dan sonra yalnızca biriken öfkelere akacak bir kanal olmadı, umut oldu, çıkış yolu oldu… Adalet Yürüyüşü, Siyasal İslamın 15 yıla yayılan ideolojik-politik hegomanyasına karşı, sürekli kaybetmeye, sürekli ezilmeye karşı bir toparlanmaya, arkasından da meydan okumaya dönüştü… Yürüyüşle birlikte, bunca baskıya, korku ortamına, cezaevi ve ölüm riskine rağmen, teslim olmayan, ayakta duran, onbinlerce insan olduğu görüldü… Yürünen kilometre sayısı, atılan adım arttıkça, günler günleri takip ettikçe milyonlarla buluşabileceği bir hayal olmaktan çıktı... SOSYAL HAREKETE DÖNÜŞTÜ Umut dirilince, yürünecek yol belli olup, yön duygusu yeniden kazanılınca çekim merkezi oluyorsunuz. Çekim merkezi olunca da, başlayan hareket kişileri aşıp sosyal bir harekete dönüşüyor. Bu kez siz milyonlara gitmiyorsunuz, milyonlar size geliyor… Siyasetin sağında ya da solunda matematiksel büyüme yerini hızla geometrik büyümeye bırakır: Tıpkı Yunanistan’da, İspanya’da, Amerika’da, İngiltere’de, Fransa’da olduğu gibi… CHP ilk kez, Cumhuriyet mitingleri, Gezi ve Hayır süreçlerinde almadığı tavrı aldı, farklı bir yöntem izledi. CHP ilk kez kendisi öne çıktı, sokakla doğrudan buluştu ve adalet için, demokrasi, için sokağın meşru olduğunu, sokağın küçültmediğini tam tersine büyüttüğünü gördü. Nesnel koşulların yanına öznel koşulu koydu! Böylece Gezi’de, “Hayır Kampanyası”nda gördüğümüz sokağın büyütücü ve büyüleyici gücü, CHP doğrudan müdahil olunca “Adalet Yürüyüşü”nde başka bir aşamaya evrildi. AKP iktidarının ezberi bozuldu. Gündemi belirleme inisiyatifi el değiştirdi. Olması gereken oldu: Ulusal ve uluslar arası düzeyde gündemi CHP belirledi. CHP’Yİ DE AŞTI “Hayır rüzgarını” da arkasına alan CHP, yürüyüşte arkada bırakılan 21 gün içinde kendini de aşmış gözüküyor. Sol, sosyalist hareketlerden, sendikalara, merkez sağdaki güçlerden, MHP’deki muhalif güçlere, ADD’den HDP’ye kadar AKP karşısında yer alan onlarca farklı siyasi kişi ve kuruluş Kılıçdaroğlu ile birlikte İstanbul’a doğru adım atıyor… CHP’yi de aşan adı konmamış yeni bir siyasal hareket şekilleniyor… Aynı kaldırımda karşılaştıklarında kaldırım değiştirecek kişi ve kuruluşlar aynı yerde yürüyorlar… AKP’de yaşanan telaşının nedeni de bu. Adalet yürüyüşü ile ezberi bozulan AKP, yükselen adalet çığlığına duyarlılık göstereceğine bildiğimiz yöntemi yasakları tercih ediyor, düşmanlaşma üzerine kurulu dilini daha da sertleştiriyor, “gaflet yürüyüşü” diyor… Açlık grevinde 118 günü geride bırakan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça her gün biraz daha kötüleşiyorlar. Adalet Bakanlığı Nuriye ve Semih’i işlerine iade etmek yerine tıpkı, 21 gündür milyonlarca insanın ve medyanın gözü önünde devam eden yürüyüşe yaptığı gibi “terör örgütleri arasında yakınlık” kurma söylemini devam ettiriyor. Provokasyonu körüklüyor. Ankara’da olduğu gibi ‘toplumun geniş kesimlerine sirayet potansiyeli taşır” diye Ankara’da Kızılay başta olmak üzere önemli merkezleri etkinliklere yasaklıyor… “Adalet Yürüyüşü”nü İstanbul girişinde “durdurma” senaryoları piyasaya sürülüyor… Bu hamle karşısında Kılıçdaroğlu’nun karşı bir hamle ile cevap vermesi ve “o yol açılıncaya kadar, yolu kestikleri yerde oturma eylemi başlatacağım” demesi sokağın özgürleştirdiğini ve cesareti arttırdığını gösteriyor… GERİ DÖNÜŞ YOK! Buradan artık geri dönüş yok! Gemiler yanmış, geri dönen boğulur! YARIN HAYALİ İkincisi ise, 9 Temmuz akşamı, toplumda öne çıkan umudu, yan yana gelişi ve mücadele isteğini, “yarın hayali” ile besleyecek, sürekliliğe ve bir iktidar yürüyüşüne dönüştürecek yeni bir “İlk Hedefler Beyannamesi” yayınlamak. Vitesi daha da büyüterek, yeni dönem, yeni politikalar ve kadrolarla yüzde 51 üzerine kurgulanmalıdır! Hayır kampanyasında bunu gördük, Adalet yürüyüşünde de. Bu nedenle tıpkı 1959’da, 1965’de ve 1973’de olduğu gibi milyonlara yarın hayali kurduracak yeni bir “İlk Hedefler Beyannamesi” ortak bir ihtiyaçtır! 16 Nisan sonrası bir kez daha yalnızca “yüzde 25’e oynayarak”, ortada durularak iktidar olunamayacağını, iktidarın ise “il, ilçe ya da genel merkezi ele geçirmek olmadığını, ülkede iktidar olmanın devleti ele geçirmek olduğunu” gördük. İLK HEDEFLER BEYANNAMESİ • AKP ile Cumhuriyetin temel değerleri ve ilkelerimiz üzerinden hiçbir pazarlığa girmeyeceğiz. Bu çürümüş sisteme ve “Parti Devleti Düzenine” son vereceğiz! |
||
Etiketler: 'İLK, HEDEFLER, BEYANNAMESİNİN', TAM, ZAMANI, |
|