The document has moved here.
|
||
![]() |
İstanbul Depremi ve Siyaset Gündemi | |
Özhan Mete | ||
ozhanmetechp@gmail.com | ||
Ülkede her gün değişen gündemlere birde İstanbul Depremi damgasını vurdu. Neyseki Can kaybına neden olmayan 5.8 lik bu deprem bir bakıma başta Merkezi Hükümet olmak üzere herkese bir uyarı niteliğindeydi. İstanbul’lu hemşehrilerimize geçmiş olsun diyorum.
Bu sarsıntı bir sonra gerçekleşmesi muhtemel daha büyük depremlerin habercisi mi? onu bilmek imkansız. Ancak kesin olan şudurki sarsıntı birçok eksiklikleri ortaya çıkarmış, şapkayı düşürüp keli göstermiştir. Öncelikle 17 yıldır bu Ülkeyi Yöneten iktidara Halk tarafından Deprem için yıllaca topladığınız paraları ne yaptınız? nerelere harcadınız? İstanbul’a depremle ilgili ne hizmetler verdiniz? Sorularını gündeme taşımıştır. Örneğin İstanbul’da 20’ye yakın okula bir çivi bile çakılmaması ve orda okuyan öğrencilerin başka okullara taşınması anlaşılır gibi değildir.
Afad Başkanı, Bürokrat ve bir kısım MV’leri ile Bakanlar tv lere çıkarak hala herşeyin tam ve eksiksiz olduğunu söylemek cüret ve cesareti içindeler. Okulların bahçe betonlarını depremde toplanma merkezi olarak gösteriyorlar. İnsanları çürük evlerinden sağ çıkarttılarda bu insanların bekleyecekleri yer kaldı. Neyseki artık bilinçlenen ve gerçekleri görmeye başlayan Halkımız bu palavralara ve basının yalakalığına inanmıyor. Zaten son seçimlerdede bunu sandıkta gösterdiler.
İstanbul Halkı çaresizdir. Oturdukları evleri çürük olsada bunu söylemeye yada tespit ettirmeye korkuyorlar. Çürük raporu verilse yıkılacak ve yeniden yaptıracak paraları yok. Sağlamlaştırılacak denilse yine para yok zira bunlar çok ciddi rakamlar. En kestirme çözüm mevcut imar durumunu değiştirip, müteahhitlere cazip hale getirerek yeniden yaptırmaktır.
Bu seferde devreye inşaat rantiyecisi büyük şirketler ile yandaş müteahhitler giriyor. Dağ başlarında Kentsel Dönüşüm bahanesiyle arsaları bedavaya getirerek, birçoğu garsoniyer yada kanun kaçağı göçmenlerin kullandığı binlerce konut ve gökdelenlere zaten talip yokken iyice sarsılacaklar. İnsanları bir kısım sözde deprem uzmanları ile korkutarak merkezdeki evleri yerine kendilerinden daire alsınlar diye bekliyorlar. Tabiki destekçi ve güvenceleri mevcut imarı ısrarla değiştirmeyen Merkezi Hükümet.
Bu sarsıntıda aynı zamanda GSM operatörlerinin içler acısı halinide ortaya çıkarmıştır. Üzerinden 2 gün geçmesine ve hiçbir yıkım olmamasına rağmen İstanbul’un 8-10 mil açığındaki Adalar’a bile ulaşılamadı. Ciddi bir depremde nasıl iletişim sağlanacağı mechuldür. Buna cevap verende yoktur. Yabancılara satılan başta Türk Telekom olmak üzere tüm operatörlerin milyarlarca tahsilatına rağmen bu konuda hiçbir yatırım yapmadığıda ortaya çıkmıştır.
İşte bu ufak deprem bir kez daha yurttaşlarımızı AKP’ye karşı uyandırmıştır. Siyaseten tükenen ve kendi içinde parçalanan bu iktidarın artık sonu yaklaşmıştır.
Tüm bunları bilen ve yaşayan Sn.Cumhurbaşkanı’nın eski yol ve rol arkadaşları yapılan yanlışları kabul etmişler, kendisine sırtlarını dönmüşlerdir. Aslında esas amaçları geçmişin vebal ve dünahlarından kaçmak olsada ilerki süreçte bu Halk onlarada geçmişlerini hatırlatacaktır. Geçmişte “Milli Görüş gömleğini sırtımızdan çoktan çıkarttık” diyen Sn.Erdoğan şimdi yalnız kalınca el uzattığı SP ve Sn.Karamollaoğlu’dan da yüz bulamamış ve yine MHP ile başbaşa kalmıştır. Kimse merak etmesin yanlarında MHP olmasa bu seferde HDP'ye dertakıl olacaklardır.
Şimdide Ülke gündemine “erken seçim” sokulmuştur. Bu yeni gündemler yaratmakta usta olan yandaş medyanın AKP' nin başarısızlığını konuşturmamak üzere ortaya attığı bir gündemdir. Sn.İnce'nin adaylık açıklamasıylada iyice gündeme oturmuş ve tartışılmaya başlamıştır. Şu çok iyi bilinmelidirki bunun için Mecliste en azından 3 partinin desteği şarttır. Daha yeni açık ara Belediyeleri kaybetmiş bir AKP Devlet olanaklarını kullanıp, CHP Belediyelerini seçmenler nezdinde iş yapamaz duruma getirmeden seçime gitmek istemeyecektir. Kaldıki AKP şu anda kendi içinde bölünmüş durumdadır. Toparlanması zordur ve uzun süreç ve tavizler ister.
CHP kendinden emin görülsede hala oy oranları 25-27 civarındadır. Bunların artması için Tayyip bey ve AKP’nin dahada fazla yıpranması ile tabiki alınan Belediyelerin Halka faydalı hizmetlerini beklemek ve daha sonra düğmeye basmak en doğru stratejidir. Kaldıki Sn.Kılıçdaroğlu partili CB’na karşı olduğu için aday olmayacaktır. Sn.İmamoğlu’da görevinde olduğundan erken seçim CHP’ninde işine gelmeyeceği gibi zaten henüz bir hazırlığıda yoktur.
Şimdilik erken seçimi en çok isteyecek kişi Sn.Muharrem İnce’dir. Tek umudu Tayyip Beyde olup Sn.İmamoğlu karşısına çıkmasın diye 2023'den daha az bir süre önce erken seçim isteyebilir. Ama bu süre bir iki yıl içinde değildir. Zaten Meclisten karar çıkmasıda zordur. Ancak Tayyip bey istifa ederse olabilir o da zaten akla zarar olur.
Geçmiş seçimlerde Sn.İnce’nin aday olmamasını, eğer aday olursa her türlü liyakatten geçmiş bir Tayyip Erdoğan karşısında hiç şansı olmadığını, bu konuda rakip parti seçmenlerini ikna etmenin ve ilk turu bile geçmesinin zor olduğunu, istifa ettiğinde 5 yıl parlamento ve sıcak siyasetten uzak kalacağını bunun kendisi hemde parti için kayıp olacağını iddia etmiştim. Nitekim öylede oldu.
Bence parti için Snİnce önemli bir kayıp olsada kendisi böyle olmasını istemiştir. Ancak ben yinede tekrar aday olmakta samimi mi? yoksa CHP’de yaklaşan Kurultaylar sürecinde adını gündemde tutmak üzere mi adaylık açıkladı pek emin değilim. Zira yine yersiz ve zamansızdır. Emin olduğum tek şey ise seçim kazanmış bir Genel Başkan ve Yönetimlerin karşısına muhalif Genel Başkan Adayı olarak çıkmasının zorluğudur. Tabiki bu bir bakıma delegasyon neticelerine de bağlıdır.
Görünüşe göre Sn.İnce için kalan tek şans erken seçimdir. Ancak Sn.Kılıçdaroğlu kendisini tekrar CB adayı yapmak istese bile Sn.Genel Başkanın buna gücü yetmeyebilir. Zira 50+1 için ittifak partileri Sn.İnce’yi kabul etmezse buna Sn.Genel Başkan bu defa birşey yapamaz. Zira CHP'nin matematiksel gücü kendi dışındaki hiçbir partiye rest çekmeye yetmiyor. Bilhassa başta Sn.Akşener ve İyi Parti’nin sırasını savdı diyerek Sn.İnce'ye karşı çıkacağı ve farklı adayları öne süreceği aşikardır.
Sn.İnce’nin elbetteki parti içinde muhalefet hakkı vardır. Ancak CHP’yi medyada tartışmak ve tartıştırmak yerine bunları parti organlarında yapmalı, rakiplerimize CHP’yi tartıştırmak olanağı vermemelidir. Zaten şikayetlerini anlatması ve kendisini kabul ettirmesi gereken yer medya değil, öncelikle parti örgütü ve delegelerdir.
CHP şimdilik dış siyasette olumlu yoldadır. Bence tek eksiği seçim başarısına rağmen gündemleri hep rakip partilerin tayin etmesidir. CHP artık Ülke gündemini tayin eden bir parti haline gelmelidir. Parti içi demokrasiyi ise artık parti örgütlerinde içselleştirmesi gerekir. Elbetteki herkes seçimi kazanan Yönetimlere ve atama olsalar bile başarılarından dolayı B.Şehir adaylarına saygı duymaktadır. Ancak esas işin mutfağında olup bu başarıda emeği ve payı olan örgüt emekçileri gözardı edilmemelidir. Üst üste yapılan seçimlerde yorgun ve katılım olarak eksik kalanların can siperhane mücadeleleri takdşre şayandır. Buna sadece teşekkür etmekle kalmayıp, hak edenler liyakatten yoksun bırakılmamalıdır. Örgütlerdeki Adalet ancak böyle tesis edilebilir.
Emeği olanların elbetteki sözleride olacaktır. Eğer bu sözler ilerde kırgın ve umutsuz olursa bir anda CHP’yi karıştırıp, hedeflerinden saptırabilir. CHP ancak sorunsuz, ciddi aynı zamanda hakkaniyetli ve katılımcı bir örgütle 2023’e yürüyebilir. Aksi halde en önemli ve olması gereken kısmı eksik olur. Başarıları ise CB'lığı ve Hükümet yerine sadece yerelde kalır. |
||
Etiketler: İstanbul, Depremi, ve, Siyaset, Gündemi, |