Moved Permanently

Ülke'nin içinde bulunduğu ekonomi, işsizlik, hukuksuzluk gibi gerçeklere birde dış siyaset ile corona virüs eklenince Ülke tamamen yaşanacak halden çıktı. 

Bunun çözümü iktidarın istifa edip, Ülke'yi erken seçime götürmesidir. Bunu yaparlar mı? Yapmazlar. Bunu devamlı söylüyorum. Hala bu Ülke'yi sürelerinin sonuna kadar inatla yönetmeye çalışacaklardır. Dövizin her gün yükseldiği bir yerde enflasyon karşısında dar gelirliler, emekliler her gün eziliyor, birçokları aç dolaşıyorlar. Elektrik, yakacak gibi temel kalemlere gelen zamları karşılamaktan mutfağa sıra bile gelmiyor. Kira, kıyafet ve bireysel ihtiyaçlar gibi kalemleride saymıyorum. Bu içinden çıkılmaz duruma birde gençlerin eğitim sorunları eklendi. 

Ülke'yi bu hale getirenler hala ikdidarda nasıl rahat otururlar? Bir başka Ülke'de oturamazlar ama burası Türkiye. Medya'yı tahakküm altına almışlar, STK'ları ve çeşitli odaların birçoğunu zaten yandaş yapmışlar, yandaş olmayanlarıda bölmek ve seslerini kesmek için her türlü çabayı gösteriyorlar. Corona bahanesiyle toplantı ve yürüyüşlere,demokratik kitle örgütlerinin sesinin çıkmasınada izin vermiyorlar. Bu durumda ne yapılabilir?

Tek yol kalıyor o da seçimdir. Ama onada yanaşmıyorlar. Zira şu anki anketleri görüyorlar. Halk Cumhur İttifakından ve bu Yönetim sisteminden çoktan umudu kesmiş durumda. Ne yapsalar ilk seçimde gideceklerini biliyorlar. O zaman ne yapmak gerekiyor? Hukuk ve polisiye tedbirleri artırarak mümkün olduğunca, çeşitli dayatmalarla  iktidarlarını sürenin sonuna kadar yürütmek, o zamana kadarda Halkın sesini kesmektir. Aynı zamandada yine süreleri sonuna kadar Millet İttifakını bozabilmek için elinden geleni yapmak.

Buna karşılık Millet İttifakı ne yapmalıdır?

Elbetteki bugün olmasada bir şekilde sandık önlerine gelecektir. O zaman öncelikle yapılacak iş bu ittifakı korumak ve sağlam durabilmektir.

Bu ittifak korunabilir mi? Bence çok zor. Zira İyi P. nin olmazsa olmazı HDP ile resmi bir işbirliği yapmamaktır. Ama HDP açık ittifak istiyor. O zaman bu nasıl olabilir?

O zaman burda HDP'ye büyük görev düşüyor. Bunun için 2 yolları vardır. Ya açık ittifaktan vazgeçecekler yada parti olarak merkezde yer alacaklar, söylemlerini değiştireceklerdir. Mevcut ideolojidende, söylemlerdende vazgeçeceklerdir. Tabiki o zamana kadar haklarında bir kapatma davası açılmazsa. 

HDP'den gerçeği gören, etkili olabilecek aklı başında kimselerde yok değildir. Örneğin bir Ahmet Türk, Mithat Sancar, Ahmet Şık, Altan Tan, Sırrı Süreyya Önder aklıma gelen ilk isimlerdir.Bunlar biraraya gelip HDP'nin yanlış politikalarını değiştirebilirler. Terör Örgütünün tahakkümünden daha merkeziyetçi politika ve söylemlerle, Cumhuriyet ve Üniter yapıya saygılı olarak yeni bir politika geliştirebilirler. İşte o zaman İyi Parti'yide iki arada bir derede bırakmazlar. Tabiki Cumhur İttifakı'nın eleştirilerinin önünü keserler. 

Zamanında yüzde 13-14 oy aldıklarını ve yanlış politikaları yüzünden bu oyları harcadıklarınıda unutmamalıdırlar. 

İyi Parti elden kaçarsa bunun dönüşü yoktur. Millet ttifakı ve bileşenleri ağzıyla kuş tutsalar Cumhur İttifakının ne kadar oyları düşsede ister şimdi ister zamanı gelince sandıkta yenmeleri imkansızdır. 

Kısaca HDP'nin öncelikle PKK'ya terör örgütü demeleri şarttır.  Tabiki yalnız bu da yetmez. Samimiyetle Cumhuriyet kazanımlarına, Üniter yapıya dönmeleri ve Devlet ile kavgalı olmamaları gerekir. Aksi halde mevcut politikalarını kullananların daima hedefi olacaklardır. Ayrıca anahtar parti olmaktan çıkacakları gibi kapanmak gibi bir duruma da düşeceklerdir. Bir baskın seçimdede siyasete tamamen veda etmek zorunda kalacaklardır. 

Bir çokları ne olacak? yeni bir parti kurarlar diyebilir. Yeni bir parti kursalar bile bunun güçlüklerini, örgütlenmelerini, kongrelerini ve önlerine çıkacak çeşitli hukuki engellemeleri, yani o geçecek zorlu süreçleride hem zaman hemde prosedürler açısından göz önüne almaları gerekir.