The document has moved here.
|
||
![]() |
Laiklik, Terör ve Köy Enstitüleri | |
Özhan Mete | ||
ozhanmetechp@gmail.com | ||
"Laiklik" İlkesinin ilk kez Anayasa ile güvence altına alınmasının 79 ncu yılında yine çeşitli tartışmalara şahit olmaktayız.
Laiklik nedir?
Basit ve anlaşılır bir tanımla din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, devletin dini temellere dayanmaması, dinin devletin işlerine karışmaması yani din ve vicdan özgürlüğü anlamında izah edilebilir.
Devlet-yurttaş ilişkilerinde din farkının ortadan kaldırılmasını sağlayan "laiklik" ilk kez 1937 yılında Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na girmiştir.
Aslında "Laiklik" kelime olarak Anayasa'ya girmeden önce zaten hayata geçirilmişti. Saltanat ve Halifelik'ten sonra o zamanki Anayasa'da bulunan "Türkiye Devleti'nin dini İslam dinidir" hükmününde kaldırılması bir bakıma laikliğin yolunu açmıştır.
Laiklik İlkesinin Anayasa'ya konmasından sonra çağdaşlaşma ve aydınlanma devriminin devamı olarak Laik bir eğitim verilmesi, köylerde çocukların gerçek Kur-an hükümleri dışında çeşitli hurafelerle yetiştirilerek yanlış eğitim almamaları, yanlış kişi ve sapkınlıklara yönelmemeleri tabiki Atatürk Devrimlerine sahip çıkacak anti-emperyalist nesiller yetiştirmek amacıyla 1940 da çıkarılan yasa ile "köy enstitüleri" kurulup ülkenin her tarafına yayılmaya başlandı. Türkiye yine CHP sayesinde çok partili döneme geçtikten sonra kurulan Demokrat Partisi ilk iş olarak gerek kendilerinin gerekse kendilerine destek veren dış emperyal güçlerin Ülkemizdeki gelecek hesaplarına uymayan Köy Enstitüleri'nin kapatma sürecini başlatmıştır. Zira bu okullardan mezun olacak öğrenciler Atatürkçü ve anti-emperyalist bir savaş ile bunun sonucundaki Laik ve Çağdaş Devrimlerin yılmaz bekçileri gençler yetiştireceklerdi. O zamanlar senaryosunu yazdıkları oyunu o eğitimle yetişen kadrolara karşı bugün sahneye koyamayacaklardı.
Bu kapatmalara dayanak teşkil etmek üzere ABD'den birçok uzman çağrılmış, aleyhe raporlar hazırlattırmış, bu okulların zararı anlatılmışır. Köy Enstitülerinin kapatılma süreciyle köyden kente göç başladı ve emperyalist işbirlikçisi DP iktidarının Coni'lerden aldığı maddi desteklerle göç eden köylülerden toprakları satın alınarak "toprak ağaları" türetildi. sonundada yaklaşık 12 yıl eğitim veren Köy Enstitülerine 1954 yılında son darbe indirilerek kapatıldı
Böylece DP sayesinde kapatılan köy enstitülerinin yerine hızla tekrar imam-hatip okulları açılmaya, hemen her yerde kuran kursları mantar gibi türemeye başladı. Bu yerler daha sonra din sömürüsü ile siyaset yapan partilerin arka bahçeleri oldu.
Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı işgal ettikleri Türk topraklarında kaybeden emperyalistler giderken " tekrar döneceğiz" demişlerdi. Askeri olarak belki dönemediler ancak CHP'nin Ülkeye çok partili rejim ve demokrasiyi getirmesinden oldukça yararlandılar. Askeri yönden alamadıkları toprakları sağ iltidarların kurulmasına yardımcı olup, onları destekleyip ele geçirerek, kapitalist ve liberal programları dayatarak ülkeyi ekonomik olarak teslim almaya çalıştılar.
Her fırsatta DP'ne övgüler yağdıran bugünkü AKP zihniyetinin esas temellerinin o günlerden atıldığı, bunda ABD ve emperyalizmin büyük katkısı olduğu geçmiş süreçleri incelediğimizde açıkça görmekteyiz. Mevcut Anayasa'ya rağmen "Devlet hem müslüman hemde Laik olamaz" diyebilen, bu cesareti kendisinde bulabilen bir Devlet Yönetiminin olduğu ülkede yaşıyoruz.
...Bugün Devlet için laiklik tehlikesi, Diyanet'in akla, mantığa ve Kur-an'a uymayan fetva ve beyanatları...
...O zamanların DP gibi sağ iktidarlar sayesinde bir türlü "toprak reformu" yapılmaması, yoksul bırakılan köylünün kaderleri ve siyasi tercihleri toprak ağaları ile güçlü aşiretler yani feodalitenin insafına bırakılması,
...O bölgede yatırımların engellenmesi, istihdam ortamı yaratılamaması ile oluşan işsizlik sorunu, köyden kente göçler,
...Köy Enstitüleri kapatılarak kırsaldaki insanların cahil bırakılıp aydınlanma devrimine ayak uymalarının önlenmesi, ağalık düzenine karşı haklarını korumaktan aciz bırakılmaları, ezilmeleri, dışlanmaları vs.
Neticede yıllar içinde yoktan var edilen ve sinsice örülüp işlenen bu sorunlar gerek emperyalist gerekse onların maşası terör örgütlerinin beslendikleri en önemli kaynaklar olmuştur. Ayrıca etnik, dinsel, mezhepsel farklılıkların iktidarlar tarafından kullanılıp siyasi malzeme yapılması, bazı tarikat ve mezheplere ayrıcalık tanınması, değişik kültürler arasında sosyal adaletin tesis edilememesi bu güçlerin işlerini dahada kolaylaştırmıştır. |
||
Etiketler: Laiklik,, Terör, ve, Köy, Enstitüleri, |
|