The document has moved here.
|
||
![]() |
Sadece "yasak" getirmekle olmuyor... | |
Özhan Mete | ||
ozhanmetechp@gmail.com | ||
Terör, savaş, doğal afetler, ekonomik krizler sonrası şimdide başımıza "Corona" virüsü denilen bir illet daha çıktı.
Bugüne kadar savaş ve terör'e karşı asker ve polis, deprem, sel ve çığ ile afet uzmanı, ekonomi ile iktisatçı olan toplumumuz, şimdide virüse karşı doktor olmak zorunda kalıyor.
Tüm Dünya'daki gibi birileri tarafından üretildiği yada kendiliğinden çıktığı net olarak belli olmayan bu virüse karşı savaşta alınabilecek önlemlerden başka tıbben çare, ilaç yada aşı da henüz bulunamamıştır. Toplumlarda her türlüsü yetmez gibi birde bu sorun ortaya çıkmış, Ülkemizin'de başına bela olmuştur. Şimdilik elimizden gelen tek şey Dünya Dünya Sağlık Örgütlerince "pandemi" ilan edilen bu virüsün daha fazla yayılmasına karşı ciddi ve radikal önlemleri alabilmek.
Elbetteki sokağa çıkmamak bunun için çok önemli bir tedbir olabilir. Bilhassa bu süreçlerde bu çok önemlidir. Ancak buna toplum olarak hazırlıklı mıyız? Bence değiliz. Hazırlıklı olmadığımızı insanlarımızın hiç umursamadan, işin ciddiyetine vakıf olmadan, tatillerden istifade parklarda, bahçelerde, sokak ve caddelerde hatta mesire yerlerinde yoğun kalabalıklar olarak bulunmaya devam etmelerinden anlıyoruz. O zaman ne yapmak gerekiyor? Sokağa çıkmaları yasaklamak..! İşte o zamanda başka sorunlar ortaya çıkıyor.
Sağlıkları için sokağa çıkma yasaklarına toplumun büyük çoğunluğu ihtiyaçları karşılanırsa, belli süreler için itiraz etmezler. Ancak sadece Devletin yasakladım demesiylede bu işler olmaz.
Yasaklamayı getirmeden önce Devletin ciddi ve radikal tedbirler alması gerekir. Örneğin;
1. Gündelik yevmiye ile özel sektörde ve her türlü alanda çalışanların, hatta mevsimlik tarım işçilerinin hak edişlerinin karşılanması gerekir.
2. Devlet ve resmi sektörlerde olduğu gibi özel sektördede maaşlı olarak çalışanlarında ödenmeleri yapılmalıdır. Zira çalışmayana ve iş üretmeyene hiçbir özel sektör kuruluşu para ödemez. Olduda bir kez ödeseler bile diğer aylar buna bilhassa "kobi" lerin zaten güçleri yetmez. Süreç sonunda işsizler ordusuna yüzbinlerce kişi daha eklenir.
3. Evde oturtmak istediğin Halkın en azından gıda ve temizlik ürünleri gibi günlük temel ihtiyaçlarının karşılanması gerekir. Tabiki bu organizasyon çok zor olduğuna göre o zaman Vali ve Kaymakamlıklar'dan her aileden en azından bir kişiye gerek kendi evlerinin gerekse bakmakla yükümlü oldukları kişiler için alışverişe yönelik "izin kağıdı" verilebilir.
4. Temel gıda ve temizlik ürünleri satan mağaza elemanlarına yine Kaymakamlık ve Valilikler kanalıyla sağlık sektöründe çalışanlarla birlikte her türlü hijyen önlemleri almak şartıyla "izin kağıdı" verilebilir.
5. Seyahat için bilet fiatlarını ucuzlatmak yerine tam tersine caydırıcılık olarak artırılması şarttır. Böylece gereksiz ve acil olmayan seyahatler engellenebilir.
6. Gerek ev gerekse işyerleri kira olanların ödemelerinin işe gidemedikleri sürece dondurulması ve geriye dönük ilerdede borçlandırılmaması hakkaniyetli olur. Zira para kazanamayan, belkide işlerinden çıkarılmış olacak orta ve dar gelirliler ilerdede bunun altından kalkamazlar.
7. Gerek işyeri gerekse sahibi oldukları konutların kirasıyla geçinen mal sahiplerinin kontratlarını ibraz etmek şartıyla bu gelirlerinin şimdilik Devlet tarafından karşılanması, ayrıca işyerleri için stopaj ın bu süre zarfında kaldırılmasıda şarttır.
8. Şu anda maske ve hijyen içeren maddelere birçok eczane ve sağlık ürünleri satan yerlerde astronomik rakamlar isteniyor. Sadece bir M95 maskesine 100 tl istendiğine bizzat şahit oldum. Devletin bunları biran önce temin ederek başta hastaneler olmak üzere Halka dağıtması gerekir. Böylece fırsatçılıkta önlenecektir. Ayrıca Bahar ayları geldiğine göre biran önce grip vb. aşılarında Mahalle Hekimliklerine gönderilmesi ve bilhassada yaşlılara dağıtılması gerekir.
Eğer bunlar yapılırsa süreçlerin bitiminde insanların gerek işyerleri ve işverenleri, gerekse ev ve işyeri sahipleri ile davalık olmaları, ilerde Adliyelerin yüklerinin artmasıda önlenebilir..Aksi takdirde evine mahkum edilen insanlar yasaklamalara tepki koyabileceklerı gibi, ödemelerden dolayı birbirleriyle davalıkta olabilirler.
Sonuçta bunlara rağmen hala sokağa çıkmak, kırlara, parklara, ormanlara keyfe keder gitmek isteyenler olursa ağır polisiye tedbirler ve caydırıcı cezai uygulamalarla bu işin üstesinden gelinebilir, virüsle etkin olarak savaşılabilir diye düşünüyorum. Tüm bunları en az polisler kadar işe alınan onbinlerce bekçi kadrolarıda etkin olarak denetleyebilir.
Af konusuna gelince;
Sadece af çıkarmakla sorunlar bitmiyor tam tersine daha çok artıyor. Cezaevlerinde olanların geleceklerini teminat altına almadan yani sosyal ve maddi garantilerini sağlamadan tahliye etmek suç oranlarını artıracağı gibi aynı zamanda toplumsal travmalarada yol açabilir. Birçoğunun tekrar cezaevlerine dönmelerine neden olabilir. Üstelik toplumda yeni yaralar açarak. İşsizler ordusunun artması ve virüs'ün daha fazla yaygınlaşma olasılığıda ayrı bir handikaptır. Son olarak meslekleri için her türlü riski gözönüne alarak özveriyle çalışan doktor ve sağlık personelimize sadece alkışların yetmeyeceğini, aslında sosyal ve ekonomik konulardada iyileştirilmeleri gerektiğini bir kez daha vurgular,
Halkımıza sağlıklı günler dilerim... |
||
Etiketler: Sadece, "yasak", getirmekle, olmuyor..., |