Moved Permanently

CHP'de Kadın ve Gençlik Kolları Genel Başkanlığı seçimleri hariç tüm seçimler tamamlandı. Genel Başkan ve PM seçildi ayrıca en yüksek yönetim organı olan MYK Sn. Kılıçdaroğlu tarafından atanarak oluşturuldu.

Öncelikle CHP'ye hayırlı olsun demek zorundayız. Bundan sonra bizlere beklemek ve partide ne gibi olumlu değişiklikler ve gelişmeler olabileceğini izlemek, tabiki her zaman olduğu gibi objektif ve tarafsız olarak bunları parti yararına yorumlamak, doğruları alkışlamak yanlışları eleştirmek düşüyor. 

Ancak tüm bunlara rağmen yine CHP'de bir türlü sular durulmuyor. Son günlerde yine gündemi bir CHP Milletvekilinin Atatürk resmini kaldırması hatta bazılarına göre çöpe atması ile ilgili polemik ve dedikodular dolaşıp tartışılıyor.

Son yıllarda bu ve buna benzer olaylar yaşanmasına artık alıştık. Partide bazıları kendilerini göstermek yada gündeme oturmak mı? Ne derseniz deyin bir şekilde meşhur olmaya yada eski köye yeni adetler getirmeye çalışıyor. Gerçi sonundada parti tabanı eline fırsat geçince bu kişilere gerekli cezayıda kesiyor.

Bir bakıma partiyi yönetenlerin geçmişte yapamadığını, zamanı gelince bu kişilere karşı örgüt pekala yapıyor. Ancak o zamana kadar iş işten geçmiş ve parti çoktan yarayı almış oluyor.

Emperyalizme karşı Ulusal Kurtuluş Mücadelesi vermiş, Cumhuriyeti ilan etmiş ve CHP'yi kurmuş, bu partinin ilk Genel Başkanı olmuş, çağdaş devrimleri gerçekleştirmiş Mustafa Kemal gerek Türk toplumu, gerek CHP, gerekse CHP'ye oy ve gönül veren insanlar tarafından çok önemli bir lider ve idoldür.

Hatta öyleki parti içinde tartışılması bile kabul görmez.

Bu durumda CHP'ye gelmiş üstelik Milletvekili olmuş bir kişininde buna saygı duyması ve böyle bir kişisel tasarrufa girmemesi gerekir.

Tabiki söylentilerin doğru yada yanlış olduğu hakkında birşey diyemeyeceğim. Bana kalırsa böyle bir hareketin yapılabileceğini asla düşünmem söz konusu olamaz. Zaten inanılması çok güç bir olaydır.

Eğer doğru değilse CHP sözcülerinden bir kişi çıkıpta bunu neden yalanlamaz? Bunuda anlamak mümkün değildir. Eğer yalanlanmıyorsa o zaman bu iş doğru demektir. Bizlerede sormak gerekir. Böyle bir davranışta bulunan bir kişinin sadece CHP gibi bir partinin değil Milletvekili sade üye olması bile kabul edilemez, 

Bu ülkenin umudu olması gereken bir parti anamuhalefet görevini yapacağına böyle kişilerle vakit öldürüyor. Ve malesef bunlada kalmayıp bu polemiklere sebebiyet verenlerle yol almaya ve sözde bu ülkenin halkına umut vermeye çalışıyor. Aynı zamanda sadece kurucusundan dolayı kendisine oy veren %25 lik kitleyede haksızlık ediyor.

Şimdilik olayın doğruluğu hakkında elimde somut bir bilgi ve belge olmadığı, sadece basından duyduğum için suçlayıcı fazla birşey yazmak istemiyorum. Ancak şunuda söylemeden geçemeyeceğim.

"Değişim" adını verdiği Kurultay ile yeniden yapılanması düşünülen CHP'de beklenen değişimin fazlaca gerçekleşmediği daha ilk günden görülmektedir. Anlaşılan parti daha çok konuşulacak ve tartışılacak olaylara gebedir. Zaten son Kurultay'da bunu göstermektedir. Zira seçimler tek adayla yapılmasına rağmen oybirliğine yakın güçlü bir oy desteğiyle işbaşına gelemeyen Parti Yönetimi şu anda öncekindende daha kırılgan bir yapıya dönüşmüştür.

Şimdi CHP örgütü ve bu partiye gönül vermiş insanlar bir açıklama beklemektedir. Bu olay gerçek midir? Değilmidir? 

Gerçek değilse bunun böyle olmadığına dair ya bu polemiklere sebep olan kişi yada onun yerine parti sözcüsü resmi bir açıklama yapmalıdır. İşte o zaman bu iddianın sahipleri ve polemik yaratanlara bunu ispat etmek düşer. Ha eğer olay doğruysa o zaman bu ağır bir parti suçudur. Gereken yapılmalıdır. Aksi halde bundan sonra hiçbir CHP Yöneticisi bu partide suç işleyen sade bir üye için bile tasarrufta bulunamaz, disipline gönderemez.        

Bir CHP'li için bundan daha ağır bir parti suçu nasıl olabilir? Üstelik bu olay "Biz parti içi demokrasiye inanıyoruz buda kendisinin özgürce kişisel tasarrufudur" denmeyecek, basite alınıp geçiştirilemeyecek kadar ciddidir.

Ancak geçmişten bugüne kadar bu kadar CHP İlkelerine aykırı davranan ve beyanatlar veren kişiler görmezden gelinirse, koruma altına alınırsa hatta yetmiyor gibi tekrar önemli görevlere atanırsa bu suçlar gitgide artar ve olay böyle vahim bir duruma gelir.

Son olarak tekrar ediyorum. Bu olay gerçekse CHP içinde daha şimdiden derin bir yara açılmış demektir. Bu derin yara ile partiyi yönetmek çok zordur. O kişi o koltukta kaldıkça aynı zamanda kendisinede zarar vermiş olursunuz. Zira bundan sonra örgüt içinde ne sözü geçer, ne samimiyetine inanılır, nede kendisi cididiye alınır.              

Ve ben CHP'ye gönül vermiş ve mesaisinin önemli bölümünü bu partiye harcayan birisi olarak bu işin doğru olmadığına yürekten inanmak istiyorum.

Bu suretle CHP Yönetiminden örgüte ve kamuoyuna tatmin edici bir açıklama bekliyorum.